Pet Sematary (Hayvan Mezarlığı): 1989 vs 2019

Pet Sematary

Yeniden çevrim furyasında yeni bir film: Pet Sematary

Stephen King‘in çok sevilen romanlarından Pet Sematary, yeni uyarlamasıyla 2019 Nisan ayında karşımıza çıkmış bulunuyor. Kitabını okumamış olduğumuzdan kitabı baz alarak bir karşılaştırma yapamayacağız. Yazının devamı *spoiler* içerebilir, eğer hikaye ile ilgili bilginiz yoksa sizi uyarmamız gerek.

Aradan geçen koskoca 30 yılın vermiş olduğu teknoloji değişiminden dolayı çekim farklılıklarına değinmek biraz abes kaçacağından o konuyla ilgili bir yorum yapmıyoruz.

Spoiler içerebilir!

İlk filmin aydınlık atmosferi bu filmde yerini karanlık bir ambiyansa bırakmış, adeta teması “gece” olan bir “hayvan mezarlığı” üzerinden farklı bir geçiş sağlamıştır. Ama bu filmde temel bir farklılık bulunuyor: – Tekrar uyaralım, spoiler! – Burada kamyonun çarptığı küçük çocuk değil ablası: Ellie.

Church

Ama böyle lönk diye giriş yapmadan önce biraz ayrıntı nezdindeki farklılıklara göz atalım. Her ne kadar iki filmde de “kedi” dönüşünde tam anlamıyla “psikopat” bir yapıya bürünmüş olsa da; 2019 versiyonunda Gage‘e saldırması, Ellie‘yi tırmalaması, ebeveynlerin mahremine “dokunuşu” itibariyle birkaç olayın sunduğu şekliyle değişimini daha net bir biçimde izleyiciye sunmayı başarmıştır. Öbüründe de “gözleri” ile sunuyor tabi; ama burada biraz da sindirici.

Alt Metin

İlk filmdeki “Bazen ölüm daha iyidir.” temasına 2019 yapımında pek fazla yer verilmiyor. Hatta diyaloglar ilk filme nazaran biraz daha sığ kalıyor, hikayenin altyapısı ilk film kadar iyi bir şekilde doldurulamıyor. (Geri dönen asker örneği gibi misal.) Birkaç gereksiz geçiş de bu düşünceyi perçinliyor maalesef.

Oyunculuk

İlk filmdeki – hayranları kızmaz umarım – “oyunculuk noksanlığı” bu filmde biraz daha da olsa toparlanıyor, özellikle küçük kızın oyunculuğu yeterli düzeyde bir başarı arz ediyor. İlk filmdeki anne ile yeni annenin arasındaki fark da bariz bir şekilde kendini hissettiriyor. Yine de ilk filmdeki Zelda – annenin kız kardeşi – daha başarılı bir oyunculuk sergiliyor, “korku” temasını izleyiciye daha net bir şekilde geçiriyor; bunu da söylemeden geçemeyeceğiz.

Yeni filmde Jason Clarke, Amy Seimetz, John Lithgow bulunuyor.

Hayalet

İlk filmde “hayalet” hikayeye daha fazla dahil olurken bu filmde biraz daha geride kalıyor; genel çerçevede olması gerektiği kadar dahil olup sonra sahneyi terk ediyor gibi.

Tarihi Atmosfer

“Toprağın” yapısı ve tarihçesinden yeni versiyonunda daha fazla bahsediliyor, Wendigo ile tanışıyoruz. Ama dediğimiz gibi daha önce gömülen insana dair pek bir bilgi yok.

Eklemeler

Hayvan mezarlığında yapılan törenlere dair “maske” fikri de fena bir güncelleme olmamış diyebiliriz.

Ellie’nin saçını tararken Louise’in gördüğü dikiş izleri de değişik bir ekleme olmuş.

Zelda’nın ölüm şekli ilk filmde daha mantıklıydı, burada “asansör” eklemesiyle dramatiklik arttırılmaya çalışılırken bizce daha saçma olmuş.

Gereksiz bir detay belki; ilk filmde Ellie okuma yazma bilmezken 2019 Pet Sematary’de biliyor.

Diyalog Aktarımı

İlk filmde Gage‘in ölümünden sonra Ellie, her yere onun fotoğrafını taşırken şöyle bir söz etmişti. “Tanrının isterse onu geri döndüreceğine inanıyorum, kendi çocuğunu alsın bunu bıraksın.” gibi. Bu filmde ise bu sözü, tanrının varlığına inanmayan babanın ağzından duyuyoruz. Ama ilk filmde o sözleri kızından duymak Louise’in üzerinde bariz bir motivasyon etkisi olduğu kesin. Bu filmde ise, yapacaklarına kılıf gibi bir hal almış.

Ellie ve Final

Ellie‘nin ölümüyle başlayan süreç bu filmde daha rahatsız edici desek pek de yanılmayız. Yaşadıklarının farkında olan Ellie, – Gage nihayetinde bir bebekti, çok da neyin ne olduğunun farkında değildi – bu farkındalığının kuvvetiyle yaptıklarının sorumluluğunu alırcasına vahşetini sürdürmeye başlıyor. Ama dönen Ellie de tabii ki aynı Ellie değildi, o ayrı. Finaliyle ise… tamamen orijinalinden uzaklaşmış ve kimisine göre hoş bir “ters köşe”, eskileri izleyenlere göre “sonu belirsiz bir saçmalık” olarak yorumlanıyor. * Spoiler * Eğer Ellie’nin dönüşü onun için bir acıysa aynı acıyı diğerlerine neden çektirmek ister ya da onu yapması o yerin habitatına aykırı değil mi? Bilemedik.

Yeni Pet Sematary her ne kadar kasvetli ve daha karanlık bir yapıya sahip olsa da yer yer güldürdü, amacı belki güldürmek değildi ama güldürdü… İki filmin de artıları ve eksileri var. Hangisinin daha iyi olduğuna dair bir yorum yapmaktansa artık iki filmi izledikten sonra – belki de Hayvan Mezarlığı 2‘yi de izlediyseniz 3 – kitabını okumanın vakti geldiğini anlamayı sağladığı için teşekkür edebiliriz.


pet sematary 1989

 / 


pet sematary 2019

 / 


Diğer incelemeler için: TIK

Pet Sematary (Hayvan Mezarlığı): 1989 vs 2019” üzerine 2 görüş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön