Unbreakable Üçlemesi (Unbreakable – Split – Glass)

Unbreakable

Son yıllarda düşüşten yere bodoslama çakılma raddelerine geçen M Night Shyamalan için bir kurtarıcı olarak ortaya çıkan Split, finaliyle geçmişe bağlandığını belirtmişti bizlere: 2000 yapımı Unbreakable evreni.

Evet çoğu kişi belki bilmese de Split ve Glass filmleri tek başlarına bir anlam ifade etmiyor, Unbreakable dahil olmazsa.

Split serisi sıralama olarak Unbreakable, Split ve Glass’tır. Yani, Split ilk film değildir aslında.

Kendi süper kahraman evrenini oluşturmasıyla bir heyecan kıvılcımı yaratmış olsa da yönetmen/senarist Shyamalan, bunu harlayıp tekrardan yükselmesi için ihtiyacı olan ihtivayı sağlayacak ateşe çevirmeyi başarabilmiş midir? split üçlemesi

Bundan sonrası spoiler içerebilir dostlar! split üçlemesi

Unbreakable Üçlemesi Unbreakable

 / 

Unbreakable filmiyle Mr Glass ve David Dunn ile tanışıyoruz. Elijah (Mr Glass), doğumundan itibaren sahip olduğu bir hastalık nedeniyle oldukça narin bir yapıya sahiptir. Kemikleri tabiri caizse “dokunsa ağlayacak” sözünün “dokunsan kırılacak” versiyonudur. En küçük darbede bile kemikleri kırılabilir; bu kırılmalardan birinde ve annesinin onu hayata kazandırma stratejisi olarak yönlendirdiği çizgi romanların keşfiyle Elijah, gömüldüğü kitaplardaki bu hikayelerin gerçekliğin abartılmış versiyonları olduğunu görür. Böyle insanüstü güçlere sahip insanları arar ve sonunda David Dunn‘ı bulur: Herkesin öldüğü tren kazasından sıyrıksız kurtulan adam. Filmi mistik bir dram diye kategorize edebiliriz sanıyoruz ki. Sakin, durgun, aksiyonu minimum; alışkın olmadığımız türden bir süper kahraman filmi. split üçlemesi

Samuel L. Jackson Mr. Glass rolündeyken Bruce Wills David Dunn rolündedir.


Unbreakable Üçlemesi Split

 / 

Split, gerçek bir hikayeden esinlenilen psikolojik bir gerilim. Karakterimizin 23 tane ayrı kişiliği vardır: Kadın, erkek, çocuk… ne ararsanız vardır aralarında. Filmde, bunlar arasındaki geçişe – hepsini görme imkanımız olmasa da – şahitlik ediyoruz. Bahsi geçmişken hemen James McAvoy‘un performansını ayakta alkışlamak gerekiyor zira kadın olduğu zaman bile geçişini mimikleriyle izleyiciye başarılı bir şekilde aktarmayı başarmıştır ya da “etc” ile güldürmüştür. Her neyse, karakterimiz 3 tane kızı kaçırır ve onları gelecek olan Canavar – the Beast – için yem yapma niyetindedir. Saf olmayan kalpler peşindedir. Bu filmde de Kevin Wendell Crumb ile tanışıyoruz.

Mantık hatalarını gözardı edersek – Split’te özellikle – bizce başarılı bu iki filmin ardından karakterleri toplamak ve hikayeyi nihayetlendirmekle yükümlü Glass, ne derece tatminkar bir hikaye sunmayı başarabilmiştir?  split üçlemesi


Bundan sonrası direkt spoiler içerir! unbreakable, split, glass

Ve şimdi geldik final bölümü Glass‘a. glass üçlemesi

Unbreakable Üçlemesi Glass

 / 

Film ilk 10-15 dakikasıyla beklenen karşılaşmayı gerçekleştirip (Dunn vs The Beast) akıl hastanesine geçiş yapıyoruz, Bay Glass da bu hastanede tutulmaktadır. Yeni psikologumuz ile tanışıyoruz sonra: Dr. Ellie Staple. Görevi bu insanlara aslında güçleri olmadığını, yaşadıkları her şeyin mantıklı bir açıklaması olduğunu ve kendilerini travmatik olaylardan dolayı böyle bir “süper güç” durumuna inandırdıklarını açıklayarak onları “iyileştirmek”tir. Ama gereksiz yere bir anda saçma toplanış şekilleriyle bağlandığı 10.000 yıllık topluluk, bir ters köşe olma çabası barındırıyorsa içinde biraz aceleye getirilmiş bir tutarsızlık olarak karşımıza çıkıyor desek daha doğru bir yorumda bulunmuş olabiliriz. (3 yapraklı yonca göndermesi anlamlıydı, o ayrı.) Bunu da hemen araya sıkıştıralım. glass üçlemesi

Bay Glass filmin ilk yarısında neredeyse hiç yok, hatta David Dunn dahi neredeyse yok desek abartmış olmayız. Split filmindeki oyunculuğuyla dikkatleri üzerine toplamayı başarmış McAvoy‘un sırtına bindirilen film, açıkça tutmuş bir formül üzerinden tekrardan bir etkileyicilik kazanmaya çalışıyor. Her ne kadar oyunculuğa laf edilemeyecek olsa da diğer 2 karakterin bariz bir şekilde harcandığı gözden kaçmıyor maalesef. glass üçlemesi

Söylemeyi unuttuk, bir de ilk filmde (Split, 2. film demek daha mı doğru?) serbest bırakılan donuk hanım kızımız da alakasız bir şekilde “tanıdık” kontenjanından filme dahil oluyor. Kevin ile ne ara kurduğu belli olmayan bağı sayesinde The Beast‘in “hassas noktası” olmayı başarıyor. Bir gözüküyor bir kayboluyor sonra her şeyi bitiriyor! shyamalan üçlemesi

Gereksiz uzatmalarla süresi genişletilen film bir yerden sonra Karadeniz şivesine evrilip “Yeter da!” dedirtiyor maalesef. DC ve Marvel dışında bir süper kahraman evreninde bulunma fikri her ne kadar heyecanlı ve konu bakımından daha fazla derinliğe sahip olmasıyla çekici olabilecek olsa da yine de insanlar biraz aksiyon bekliyor, kusura bakma Shyamalan. Türünün içinde barındırdığı gereklilikleri iki koşturup üç minibüse çarptırarak geçiştirmek olmaz. Ama sanıyoruz ki bunun sebebi de biraz bütçesel, o yüzden çok fazla üzerine düşülmeyebilir belki de. glass üçlemesi

Ufak Ayrıntılar kirilmaz-uclemesi

Unbreakable filminde David Dunn futbol sahasında bir kadına çarpar ve onun yaptığı bir şeyi “hisseder”. Yanında küçük çocuğu vardır bu kadının. Muhtemelen bu çocuk bizim 23 karakterli Kevin‘dır ve tabii ki kadın da annesi.

O meşhur tren kazası aslında bütün karakterli bir araya getiren Mr Glass‘ın “dahiyane” planının bir parçasıdır. David Dunn‘ın ortaya çıkışı haricinde Kevin‘ın babasının ölümü de bu kazaya bağlıdır. Glass filminde Kevin‘ın babasının elinde “terapi” ile alakalı bir broşür görüyoruz, bu da aslında annesiyle çocuk arasındaki koruma kalkanı olduğunu bir kez daha perçinleyerek sunuyor bize. Oradan David Dunn’a geçiş de güzeldi.

Hedwig‘ın hep 9 yaşında kalmasıyla ilgili güdülen psikanalitik deneme güzel bir ayrıntı denebilir.

3 yapraklı yoncayı söyledik.

Doktorun soyadı olan Staple zımba demektir, bu da üç karakteri birleştiren bir metafor olarak kullanılmış olabilir.

Çizgi romanlar ile bağlantı kurulması kimilerin hoşuna gitmiş kimileri içinse popülariteye uyum sağlama amaçlı ucuz bir hamle olarak değerlendirilmiş.

He bir de gözümüze gözümüze sokulan mor, sarı, yeşil göndermeleri de izleyiciyi salak yerine koyma amaçlı olmasa da izleyiciyi salak yerine koydurmuş, onu da belirtelim.

Geçmişte çekilmiş bir iki görüntünün Glass’ın içine yedirilmesi de güzel bir geçişkenlik sağlamış. Yukarıda bahsettiğimiz geçiş gibi ya da küçük çocukla babanın yayınlanmamış “Artık korkmuyorum.” sahnesi gibi.

Toparlarsak, bir şeyler hem eksik hem fazla. Filmin uzun süresi belki de eksiklikler toparlanmak için kullanılsaydı fazlalık da kalmayacaktı hayal kırıklıkları da.

Biraz uzun bir yazı oldu, kusura bakmayınız.


Diğer incelemeler için: TIK


 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön